Hemen hepimiz çocuklarımızın özgüvenli, duyarlı ve sorumluluk sahibi olması için uğraşıyoruz.
Peki çocuklarımızı sorumluluk almaları için ne kadar teşvik ediyoruz? Gelin bu konu üzerine biraz düşünelim.
Evimizin içinde bizimle birlikte yaşayan, bir taraftan büyümeye, diğer taraftan da hayatı anlamaya çalışan küçük insanlar var. Onlar bizim sözcüklerimiz ve yönlendirmelerimizle bir şeyleri öğrenirken davranışlarımızı aynalayarak bir dengeye oturtmaya çalışıyor. Biz neyi, nasıl söylersek ya da yaparsak ona o şekilde kılavuz oluyoruz.
Günlük hayat akışında hepimizin sorumlulukları var. Bu sorumlulukları yerine getirirken zaman zaman çocuklarımıza ayıracağımız zamandan çalıyoruz. Oysa yaptığımız işlere onları da dahil ederek hem birlikte geçirdiğimiz süreyi arttırabilir hem de onun özgüvenine, gelişimine katkı sağlayabiliriz. Örneğin çamaşırları renklerine göre ayırmanın ya da çorapları eşleştirmenin eğlenceli bir puzzledan ne farkı var? Çocuğunuzla bir kek pişirebilir ya da yapılması gereken işleri sıraya koyduğunuz bir hazine avı oyunu hazırlayarak tüm görevleri eğlenceli şekilde yerine getirmesini isteyebilirsiniz. Oyun sonunda ona kocaman sarılmayı unutmayın!
Kendinizi bir düşünsenize, öğretmeniniz küçükken sınıf defterini alma görevini size verdiğinde kendinizi nasıl da önemli hissettiniz ya da "Bu haftaki yardımcım sensin." dediğinde nasıl da sınıftan saçlarınızı uçuran bir rüzgar ve spot ışıklar eşliğinde çıktınız. (Yani öyleymiş gibi hissettiniz J) Demem o ki; sorumluluk güzeldir. Değerli hissettirir… Yeter ki yaşına uygun olsun ve çocuğunuzu başarabileceğine inandırın.